İnsan, fıtratı gereği inanan bir varlıktır. Bu nedenle inanç temelinden uzaklaşarak yaşaması mümkün değildir. Toplumda huzur, barış, sevgi ve güven ortamı; ancak “ilâhî mesaj” temelli insani vasıfları gelişmiş olanların çoğalması ve bir arada yaşayabilmesiyle mümkündür.
Üç ayların arefesinde, bir mübarek Cuma gününde; Bir Allah dostunu daha uğurladık… Şehrin ‘manevi mimarı’ Hafız Abdullah Nazırlı Hakk’a yürüdü!
Yunus Emre, Anadolu sahasında hem Türk dili ve edebiyatının hem de tasavvuf düşüncesinin en büyük ve en etkili ismi olan bir mutasavvıf şairidir. Üstelik onun bu etkisi sadece Anadolu ile de sınırlı kalmamış, zaman içerisinde Türk cumhuriyetlerinde, Balkan ülkelerinde ve Macaristan, İtalya, Almanya, Amerika gibi pek çok dünya ülkesinde tanınan ve sevilen bir isim olmuştur
Merhum Nurettin Topçu’nun en çok kullandığı kavramlardan birisi, okuyanlar bilir, iradedir. İrade kavramı üzerinde belki de en çok kafa yoran düşünürdür Topçu. Zaten genç neslin mutlaka okuması gereken kitaplarından birinin adı da İradenin Davası’dır.
Yunus Emre Vakfı, 2009 yılında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde kurulduğunda yurt dışındaki ilk kültür merkezini Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da açmış ve faaliyetlerine başlamıştı.
Hafız Abdullah Nazırlı, 1920 yılında Elazığ’ın Hoş köyünde dünyaya gelen, bütün ömrünü Kur’an eğitim ve öğretimine hasretmiş ehl-i irfân bir Kurra Hafızı, bir vakıf insandır.
HÂR AŞKINA Ba/hârlar aşkına Yapma ben yorgunum. Ataş yakmayan şehirde doğdum İbrahim’im. Kara kışlarda içtim...
nsan, Allah’ın yarattığı en şerefli varlıktır. Bu dünyaya gelir, Allah’ın takdir ettiği ömrü yaşar ve vakit geldiğinde ebedi yurduna göçer gider. İnsanı şerefli ve değerli kılan, imanı ve amelleridir. İman, insanı insan eder, belki insanı sultan eder, hakiki imana kavuşan insan, yaratıcısının rızasına uygun salih ameller işleyerek yücelir ve yücelerin yanında yerini alır.
Diyarbakırlı olan Nigâhî’nin doğum tarihi hakkında ne yazık ki kesin bir bilgiye ulaşamadık. Oldukça azına sahip olabildiğimiz hayatına dair bilgilerin bir kısmını Ali Emiri bizlere nakletmektedir: “Diyarbakır’ın ümmî şuarâsındandır.