Yunus Emre Enstitüsü
Prof. Dr. Şeref Ateş
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı

Prof. Dr. Şeref Ateş

Yunus Emre Vakfı, 2009 yılında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde kurulduğunda yurt dışındaki ilk kültür merkezini Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da açmış ve faaliyetlerine başlamıştı. Sayın Cumhurbaşkanı'mız Yunus Emre Vakfı'nı, hem Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı hem de Türkiye’nin yeni yüzü olarak görüyor ve niteliyordu.

Bugün itibariyle Yunus Emre Enstitüsü'nün 48 ülkede 58 merkezi bulunmakla birlikte, yurt dışındaki 100 kadar üniversitenin Türkoloji bölümleriyle de irtibatlı geniş bir ağı vardır.

58 merkeziyle farklı kıtalarda ve çok çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü'nün kuşkusuz önceliği yabancılara Türkçe öğretmek ve kültür sanat alanında Türkiye’yi dünyaya tanıtmaktır.

Bu kapsamda yabacılara Türkçe öğretiminin temel kaynaklarının uluslararası standartlarda hazırlanması, okutmanların eğitimi, sınıf içi etkinliklerin zenginleştirilmesi, eğitim setlerinin yazılması gibi çalışmalar tamamlanmış, dünyanın farklı ülkelerinde Türkçe öğretimi çalışmaları devam etmektedir. Enstitümüz, küreselleşen dünyada uzakları daha yakın hale getirmek ve ulaşamadığımız bir insan kalmaması için dijital platformlarda Türkçe öğretimi için de çalışmalar yaparak Türkçe Öğretim Portalı’nı yayına hazırlamıştır. Tamamen internet üzerinden yayın yapan Türkçe Öğretim Portalı’ndan Türkçe öğrenen kursiyer sayısı ise 300 binin üzerindedir.

Kuşkusuz Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye’nin kültürel birikimini çok farklı yönleri ve renkleriyle doğru kaynaklardan aktarmaya çaba sarf etmektedir. Merkezlerimizin bulunduğu ülkelerde yerel sivil toplum kuruluşlarıyla, sanatçı ve bilim insanlarıyla temas halinde olarak Türkiye’nin imkânları ve tezleri anlatılmaya çalışılmaktadır.

Enstitü, dil, bilim ve kültür diplomasisi yoluyla ülkemizin birikim ve dinamiklerini anlatmaya devam etmektedir. Öyle ki, Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesiyle (TABİP), Türkiye’nin akademik ve bilimsel iş birliğini geliştirmeyi hedefliyor. Bilim diplomasisinin ülkeler açısından çok ciddi imkân ve imtiyazlarını fark eden Enstitü, Türkiye’nin küresel platformdaki algısına pozitif katkılar sunmak amacıyla projeyi yürütüyor.

Enstitümüz kültürümüzün tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması noktasında çalışmaları olan kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla da iş birliği yapmaktadır. Hâfız Abdullah Nazırlı (HAN) Vakfı'nın düzenlemekte olduğu İlahi Aşkın Sesi konulu beste yarışması, tasavvuf kültürü ve tasavvuf mûsıkîmizin gelecek nesillere aktarılması ve dünya çapında tanıtılması bakımından önemli bir çalışma olarak görülmüş ve desteklenmiştir.

HAN Vakfı'nın bu yıl Yunus Emre Yılı'na özel olarak üçüncüsünü düzenlemekte olduğu beste yarışması Türkiye’den ve Dünya’nın farklı ülkelerinden müzisyenlerin katıldığı uluslararası bir tasavvuf mûsıkîsi yarışması olarak tertip edilmiş ve Enstitümüzün yurt dışı temsilcilikleri aracılığı ile yurtdışında da tanıtılmıştır.

Yarışmaya katılan sanatçıların eserleri arasından seçilen ve bu kitapta derlenen bestelerin hem Türk Tasavvuf Mûsıkîsinin gelişimine ve zenginleşmesine hem de kültürümüzün uluslararası camiada tanıtılmasına önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.

Savaşlar, çatışmalar ve güç mücadeleleri ile kirlenmiş olan dünyamızın ilâhî aşkın manevi etkisi ile daha huzurlu, barışın hâkim olduğu ve daha yaşanabilir bir dünyaya dönüşmesi temennisiyle bu çalışmanın hayırlı olmasını diliyor, dereceye giren sanatçıları gönülden tebrik ediyorum.